23 Ocak 2021 Cumartesi


 Şah İsmail Hikâyesi

Kandehar Padişahı’nın çocuğu olmaz bu sebepten vezirini de yanına alarak gurbete
çıkar. Yolları üzerinde rastladıkları bir çeşmede abdest alırlar ve iki rekât namaz kılarlar.
Selam verdiklerinde yanlarına bir derviş gelir ve bunların padişah ve vezir, dertlerinin de
çocuksuzluk olduğunu söyler. Sonra da koynundan çıkardığı elmayı vererek bunu ikiye bölüp 
eşleriyle birlikte yemelerini, elmanın kabuğunu da ahırdaki kısrağa vermelerin tavsiye ederek
gözden kaybolur. Bütün bu uygulamalardan sonra doğacak çocuğa ve kuluna kendisinin ad
vereceğini belirtmekten de geri kalmaz.
Padişah dervişin isteği üzerine elmayı karısıyla birlikte yer, kabuğunu da ahırdaki
kısrağa yedirir ve vakti gelince padişahın oğlu kısrağın da kulunu olur. Çocuk, beş yaşına
gelince Hoca Danyal adında birisinden ders almaya başlar. Bu eğitim çocuğun dikkatini
derslere verebilmesi için bir mahzende yapılır. Bu arada çocuk on beş yaşına gelmesine
rağmen henüz adı konulmamış olup halk arasında Atsız Bey diye çağırılmaktadır. Padişah
çocuğuna ad vermek için meclisini toplar ve çeşitli adlar üzerinde tartışma açılır. Tam bu
sırada derviş gelir ve çocuğa “Şah İsmail” kuluna ise “Kamer Tay” adını vererek kaybolur.
Bütün bunlar olurken eğitimine devam eden Şah İsmail, fırsat buldukça ava çıkar.
Yine böyle bir av esnasında arkadaşlarından ayrılan Şah İsmail bir çeşme başında uyuyakalır
ve kırkların elinden bade içer. Uyanan Şah İsmail, gezisi sırasında Türkmen Beyi’nin kızı
Gülizar’la karşılaşır ve gençler birbirlerine âşık olurlar ve birbirlerine hediye verirler. Kandehar Padişahı, oğlunun âşık olduğunu öğrenince Türkmen Beyi’ni huzuruna çağırır ve
kızını ister. Bey de kızını Şah İsmail’e verir.
Kandehar Padişahı düğün hazırlıklarına başlar. Bu arada Gülizar’ın annesi olanlardan
rahatsızdır; bu sebepten kızını da alarak ansızın Hindistan’a göçer. Gülizar da, yazdığı
mektubu ocaklık taşının altına bırakarak göçtükleri yeri bildirir. Padişah bu durumda
yapılacak bir şey kalmadığını belirterek oğlunu başka bir kızla evlendirmek ister, Şah İsmail bunu kabul etmez ve ailesinden izin alarak Kamer Tay’la birlikte sevdiğinin peşine düşer.
Yolculuk sırasında kapısı bacası olmayan bir sarayla karşılaşır ve bir gürz darbesiyle kaleyi
yıkıp içeriye girdiğinde Gülperi adındaki kızla karşılaşır. Gülperi, Şah İsmail’e yedi
kardeşinin devlerle savaştığını, bunlardan üçünün şehit olduğunu anlatır.
Bu haber üzerine Şah İsmail, Gülperi’nin kardeşlerinin yanına gider, devlerle savaşır
ve galip gelirler. Kardeşler savaşı kazanmanın mutluluğu içinde evlerine dönünce kalenin
yıkılmış olduğunu görürler ve kız kardeşlerinin kendilerine namus lekesi bıraktıklarını, bu
sebeple öldürülmesi gerektiğini belirtirler. Ancak kız olanları anlatınca Gülperi ile Şah
İsmail’i evlendirmek isterler.
Şah İsmail, Gülizar’ı bulmadan Gülperi ile evlenemeyeceğini söyleyince, düğün
ertelenir. Yolculuk sırasında Şah İsmail’in karşısına bu defa da Arapüzengi’nin kalesi çıkar.
Arapüzengi, insan başından kale yapmıştır, kalenin burcunun tamamlanması için ise bir başa
ihtiyaç vardır. Kızın niyeti, Şah İsmail’in başını keserek onunla kalenin burcunu 
tamamlamaktır. Arapüzengi ve Şah İsmail kavgaya tutuşurlar. Arapüzengi iyi dövüşmesine
karşı lık Şah İsmail’e yenilmekten kurtulamaz. Arapüzengi’yi öldüreceği sırada o, yüzündeki
nikabı açınca dünya güzeli bir kız olduğu anlaşılır. Arapüzengi kendisini yenen gençle
evleneceğini söyleyince Şah İsmail bunun olabileceğini ancak Gülizar’ı bulmadan bunun
gerçekleşemeyeceğini söyler.
Arapüzengi’yle birlikte yola çıkan Şah İsmail bir süre sonra Hindistan’a gelir ve orada
yaşlı bir kadının misafiri olur. Yaşlı kadından, Gülizar’ın Hint Padişahı’nın oğlu ile
evlendirildiğini fakat kırk günlük yasını bahane ederek damadı gerdeğe almadığını öğrenirler.
Yaşlı kadına bolca altın veren Şah İsmail, Gülizar’ın kendisine hediye ettiği tarakla birlikte
kadını onun yanına gönderir. Tarağı tanıyan Gülizar, Şah İsmail’den kendisini kaçırmasını
ister. Ardından da Şah İsmail ve Arapüzengi, Gülizar’ı kaçırırlar. Yolda Gülizar ile Şah İsmail
uyur, üzerlerine gelen Hint askerlerini Arapüzengi püskürtür, daha sonra da Şah İsmail ve
Gülizar’ı uyandırarak Kahdehar’a doğru yola devam ederler. Yolculuk sırasında bunlara
Gülperi de katılır.
Dörtlü Kandehar’a geldiğinde Şah İsmail’in annesi, gelinlerini görünce kıskanır ve
kocasından Şah İsmail’i öldürmesini ve gelinleri ile evlenmesini ister. Kandehar Padişahı da
Şah İsmail’i hile ile yakalatır ve idam edilmesini ister. Ancak oğlunun yalvarması üzerine
öldürmekten vaz geçerek gözüne mil çektirerek dağa terk eder. Şah İsmail’in eve
dönmemesinden şüphelenen Arapüzengi, kayınbabasının kendilerini saraya getirmesi için
gönderdiği doksan dokuz kadının başını keser. Padişah, gelininin bu hareketine karşılık
üzerlerine ordu gönderir. Arapüzengi bu orduyla da savaşır.
Arapüzengi, padişahın ordusu ile savaşmaktayken Şah İsmail’e güvercinler yardım
eder. İsmail, güvercinlerden düşen kanadı gözlerine sürünce tekrar görmeye başlar. Bir
çiftçinin korumasına giren Şah İsmail bir süre sonra orduya katılarak padişahın huzuruna
çıkar ve Arapüzengi ile savaşma arzusunu belirtir. Padişahın izin vermesi üzerine savaş
meydanına çıkan Şah İsmail Arapüzengi ile karşılaşır fakat ikiliden hiç birisi öbürüne
üstünlük sağlayamaz. Padişah Kamertay’ı bu gence verir, ancak karşılığında Arapüzengi’nin
öldürülmesini ister. Arapüzengi Şah İsmail’i tanır ve güçlerini birleştirerek padişahın ordusu
ile savaşırlar. Arapüzengi, kayınbabasını öldürür; Şah İsmail tahta çıkar. Üç kıza kırk gün kırk
gece düğün yapılır ve sevgililer muratlarına ererler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kemal Özdemir Düşünerek Akıllıca Hareket Et!

  Bazen Düşünerek, Bazen de Sezgiyle Hareket Edin "Su aktığı yolun; insan, içinde doğduğu şartların iyi ve kötü niteliklerini alır....