24 Ocak 2021 Pazar

kemal özdemir



 Arzu İle Kamber Hikâyesi

Ahmet adındaki bir çobanın erkek çocuğu olmaz. Günün birinde koyun otlatırken
ırmağın üzerinde bir sandık görür. Sandığın içinden bir erkek çocuk çıkar. Çoban bebeği
evine götürür ve adını Kamber koyar. Kamber, Ahmet’in kızı Arzu ile birlikte büyür, birlikte
okula gönderilir. Ayrıca bunlar birbirlerini kardeş sanırlar. Yine bir gün okul yolunda yolların
ayrıldığı bir yerde Arzu ve Kamber hangi yolun daha kısa olduğu konusunda bahse girerler ve
ikisi de seçtikleri yola giderler. Kamber yolu üzerinde rastladığı yaşlı bir kadından Arzu ile
kardeş olmadığını öğrenir.
Arzu dönüşte Kamber’in geldiği yoldan gelir ve o da yaşlı kadına rastlar ve Kamber’in
kardeşi olmadığını öğrenir. Bundan sonra Arzu ile Kamber birbirlerini sevmeye başlarlar.
Bunun üzerine babaları her ikisini de okuldan alır. Arzu evin işlerini yapmaya başlar, Kamber 
de koyun otlatmaya gider. Günün birinde çeşmeye su getirmeye giden Arzu, bileziklerini burada unutur. Kamber kuzuları sulamak için çeşmeye geldiğinde Arzu’nun bileziklerini
bulur. Arzu bileziğinin Kamber’de olduğunu öğrenince almak için elini Kamber’in koynuna
sokar. Bu arada Kamber de Arzu’yu kucaklayıp öper. Bu durumu gören koca karı, bunları
ayırmak için köyün ileri gelenlerini toplayarak onlara ziyafet verir.
Bu ziyafet sırasında gelenlerden biri Arzu’nun annesinin sütü ile yemek yapılıp,
Kamber’e yedirilmesini söyler. Bu söylenenleri Arzu’nun küçük kardeşi duyar ve ablasına
durumu anlatır. Arzu da Kamber’i uyararak yemeği yemesini engeller. Kamber, Arzu’nun
yanından ayrılıp bir şehre gider. Orada bir ağanın yanında çalışmaya başlar. Bu ağanın da bir
oğlu vardır. Bir gün bu oğlan kırk arkadaşıyla gezerken yolları Arzu’nun günlük olarak su aldığı pınara düşer. Koca karının yardımıyla Arzu’yu gören oğlan bayılır. Çünkü o Arzu’ya
bir görüşte âşık olmuştur.
Arkadaşları tarafından ayıltılan oğlan, babasını Arzu’ya dünür gönderir. Arzu’nun
babası oğlana Arzu’yu verir. Daha sonra düğün için kırk gün geriye gün kesip memleketlerine
dönerler. Kamber, ağanın oğlunun kendi sevgilisi ile nişanlandığını duyunca dayısı Araz
Bey’in yanına gider. Dayısı, Kamber’e kırk atlı vererek Arzu’yu kurtarmasını söyler. Kendi
atı olan Düldül’ü de Kamber’e verir. Kamber atlılarla birlikte Arzu’nun köyüne varır.
Atlıların geldiğini gören koca karı, bir torba leblebi alıp çocuklarla mezarlığa gider. Koca karı
gözüne biber atıp, yeni bir mezarın başında ağlamaya başlar. Kamber, kadına niçin ağladığını
sorduğunda, o, Arzu’nun öldüğünü, bu sebepten ağladığını söyler.
Acı haberi duyan Kamber bayılır. Kendine geldiğinde atına binip dağa çıkar. Uzun zaman
dağlarda dolaşan Kamber, Arzu ile vedalaşmak için mezarlığa varır. Fakat bir türlü mezarı
bulamaz. Orada bir çiftçi ile karşılaşır. Çiftçiden Arzu’nun ölmediğini ve şu anda ağanın oğlu
ile düğününün yapıldığını öğrenir. Kamber hemen düğün evine varır. Orada onu tanımazlıktan
gelirler. Bunun üzerine Kamber beddua eder. Düğünden sonra gelini götürmeye gelenler Arzu
için at ararlar. Ancak Kamber’in bedduası üzerine Arzu’nun bindiği bütün atların beli kırılır.
Sadece Kamber’in atı sağlam kalır. O da Kamber’den başkasını yanına yaklaştırmaz. Atın
başını çekeceğine dair söz alan Kamber, atı alarak gelinin yanına gelir.
Arzu Kamber’in atına bindirilir. Yolda Arzu atı mahmuzlayınca at Kamber’in
ayaklarına basar. Kamber’in çizmeleri kanla dolar. Arzu, Kamber’e kanını silmek için bir
mendil verir. Kamber bir fırsatını bulup Arzu’yu öptükten sonra oradan uzaklaşır. Arzu,
ağanın evine gelin gider, ancak Kamber’in bedduası sonucunda damat ölür. Şehirde yas ilân
edilir. Kamber diyar diyar gezdikten sonra günün birinde Arzu’nun bulunduğu şehre varır ve 
dua eder: “Yarabbi Arzu’nun dizi üzerinde biraz yatayım da canımı sonra al.” der. Kamber,
Arzu’nun yanına gelir. Çok yorgun olduğunu söyleyerek Arzu’nun dizine yatar. Gün
ağarırken de kaldırmasını Arzu’dan ister. Arzu, Kamber’i uyandırmaya kıyamaz. Sabaha
kadar bekleyen Arzu geç de olsa onun öldüğünü anlar.
Kamber’in acısına dayanamayan Arzu, Allah’a yalvararak kendisinin de canını
almasını ister ve orada ölür. Koca karı, oğlanın babasıyla beraber Arzu’yu aramaya çıkar.
Karı, bunları ararken bir gül ağacının dibinde Arzu ile Kamber’in birbirlerine sarılı durumda
ölülerini bulur. Adam karıya bu hâli sorar. Koca karı da bunların birbirlerini sevdiklerini
ancak kendisinin bunları ayırdığını söyler. Adam bu sözleri duyunca koca karıyı orada
öldürür. Kılıcın ucunda damlayan bir damla kan iki âşığın arasına düşer. Adam bir mezar
yaptırıp onları mezara gömdürür.
Her yıl ikisinin mezarında birer gül biter. Güller açıp da birbirine kavuşacakları sırada
kocakarının bir damla kanı kara çalı olup onların arasında çıkar. Böylece bunların
kavuşmalarına engel olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kemal Özdemir Düşünerek Akıllıca Hareket Et!

  Bazen Düşünerek, Bazen de Sezgiyle Hareket Edin "Su aktığı yolun; insan, içinde doğduğu şartların iyi ve kötü niteliklerini alır....